her çocuk ateist doğar...!

27 Nisan 2010

Sokmayın lan birbirinin içine

Ah efenim, ahh dertliyim; derdim dağlardan büyük...
(çok mu abarttım lan, tamam çok da büyük değil; ama önemli)

Bu hafta ne haftası sevgili okurlarım? "Kardeşlik Haftası" diceksiniz şimdi. Ne alaka diyen burdan gitti. Lakin kardeşlik mardeşlik takan yok dimi? Biliyor muydun acaba sevgili okur.. "Yaşasın kardeşlik, yaşasın sevgi, barış" diye kampanyalar görmediniz büyük ihtimalle.



Ama sadece kardeşlik değil bu hafta olay, aynı zamanda "kutlu doğum haftası"nı da kutluyoruz. Görmüşsünüzdür orda, burda, camilerde "peygamber efendimizin doğum haftası" bilmem ne falan. Hele etrafta "kuran tilaveti" yapıyor olanlar varsa. Tabi çok önemli dimi 1400 yıl önce ölüp giden birinin doğum gününü kutlamak?!? Gayet mantıklı... Ne yararı varsa artık, allahın izniyle kutlamaya çalışıyorlar.

Sadece bir insan olarak değerlendirirsek
; benim, Muhammed'in, Atatürk'ün, İsa'nın, Marx'ın ya da Einstein'ın doğum gününü kutlamak, kardeşliği desteklemekten çok mu önemli? Dünya'da kardeş kardeşin ağzına sıçıyorken, o pek sevgili tanrı kılını kıpırdatmıyor ve sen de ona uyup; bunu görmezden geliyosun. Kardeşliğe önem verip, aramızdaki bağları güçlendirmek ve din ayrımı gözetmeksizin birbirimize kenetlenmek dururken, sen kalkıp partizanlık yapıyorsun. Dinle birlikte ayrımcılık yapıyorsun.

Ha peki, bir şekilde bunları yapıyorsunuz; kimse sesini çıkartmıyor. Ulan 10 Kasım'da üzerinde yürüdüğün toprak parçasının Türkiye Cumhuriyeti Devleti olabilmesi için adeta kıçını yırtan adama, Mustafa Kemal Atatürk'e 1 dk -çok da değil lan, hafta mafta değil.. sadece bir dakikacık- saygı duruşunda durmayı puta eğilmek olarak nitelendiriyosun? Sen gidip Arabistan'a, kabede deli gibi dönerken ordaki taş parçalarına saçma saçma anlamlar yüklüyosun, sen o zaman putperest olmuyon mu? Ya bi siktirin gidin be..

Hadi tamam, artık benimsemişsiniz bunları.. Atatürk'e hakaret etmeyi olsun, provakatif eylemlerde bulunmayı olsun... Bari Türk'lükle karıştırmayın şunu be! Lanet olası inançlarınızı bütün Türk toplumuna yaftalamayın.
Ya arkadaş, bugün bindim minibüse.. Ama araba gitmiyor bir türlü, deli gibi insan ve araba kaynıyo etraf. N'oluyor lan dedim kendi kendime sonra ilerden sesler gelmeye başladı.

Daat dat dat daaaat dat dat datdada dat dat dat dat da dararara
...

Bir de baktım mehter takımı anlı şanlı geliyor. Elinde Türk sancakları, Osmanlı sancakları; hoş bir görüntü var. Ahh, söylemeyi unuttum; Mehteran'dan önce bir pankart geçti, "Kutlu Doğum Haftası Etkinliklerine Hepiniz Davetlisiniz" diye. Çıldırıcam arkadaş! Git dinini yaşa, kutlayacaksan kutla adam gibi bayramını mı doğum haftanı mı ne menemse artık. Tamam etkinlik de yap; git mevlüt okut, kuran okut, şeker-yazma falan dağıt.. Ulan Mehter Takımı'nı niye sokuyosun bunların içine? Ne alakası var mehter takımının bunlarla?

Ha şimdi çok bilmiş ülkücüler ya da müslümanlar diyecekler; bu vatan dinle imanla mehterle alındı diye. Ulan dinle alındıysa eğer bu vatan, Çanakkale'de imanıyla kazandıysa asker; Balkan Harbi'ndeki asker kafir miydi? Ebesi sikildi Balkanlar'daki Türklerin!! Haa, neymiş demek ki imanla olmuyomuş!!

O sürekli ardına saklandığınız Osmanlı'daki gibi hoşgörülü müsünüz siz? Bugün "Ben Ateistim!!" diye bağırsam parçalarımı Sarıyer'den toplarsınız. Osmanlı'yı, Mehter'i kendi emellerinize alet etmeyin!

25 Nisan 2010

"Özgür bir ülkede yaşıyoruz!!" mı acaba?

Blogu kurma amaçlarımdan biri de çevresi tarafından ateist olduğu bilinmeyen birinin karşılaştığı sıkıntılar, zorluklar ve önyargılar vb. insanlara haykırmak.

Efenim, bundan bir hafta önce etüt için dershaneye gittim. İlk ders coğrafyaydı, hoca geldi test mest verdi çözüyoruz işte. Ben de çok rahatıma düşkünümdür. Bacaklarımı dayadım sıraya, bi yandan da iPod'ta müziğimi açtım. Gayet zevkli bir şekilde testimi çözmeye başladım. Hocalarımız da sağolsunlar, izin veriyolar rahat rahat oturmamıza.


Allahu ekber, allaaaahu ekber .... Öyle kendimi yaymış sereserpe otururken sıramda, zevkli zevkli çözerken testimi dışardan ezan sesleri gelmeye başladı. Arkadan bi ses: "Şşş toplayın kendinizi, ezan okuyo! İndirin bacaklarınızı!!" Meğersem rahat oturan tek kişi ben değilmişim. Bi de şey diyor: "Hiç sevmem ezana saygısızlık edenleri, öyle oturmak dine küfürdür. bla bla bla..."

Lan, ulan!?! Lan kim küfrediyo senin dinine? Ben istediğim gibi otururum arkadaşım, dışarda kilise çanı çalsaydı sen aynı duyarlılığı gösterecek miydin? Beyler, lütfen bakın yüce İsa adına diye başlayacak mıydın lafa? Hadi ordan, onun yerine kapatıp pencereyi sohbet etmeye başlardın.. Sen niye küfrediyosun o zaman Hristiyanlığa? N'apalım, eli mahkum indirdim bacağımı.

Özgür bir ülkede yaşıyoruz, dimi dostlar?
•O yüzden insanların, ezan okunduğunda bacağımızı indirmediğimiz için bizden hesap sorabilme hakkı var.
•O yüzden insanların, ezan okunurken hiç kimseye sormadan televizyonları kapama hakkı var.
•O yüzden dinci tv kanalları ve gazetelerin; İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerin namaz vakitlerini verebilme ve insanları namaz kılmaya zorlama hakkı var.

Üniversitelerde başörtüsü konusu vesaire hepsi, dinin gereklerini yerine getirmeyen insanlara bir baskı uygulamak için çıkartılıyor ortaya. Bugün yüzlerce imam-hatip lisesi var. Aileler dini eğitim de alsın diye çocuklarını buraya gönderiyor, bir çok baba kızının üniversiteye giderken başını kapamasını istiyor. Peki acaba üzerinde kendisine sorulmadan karar verilen liseli ergen ya da üniversiteli kız istiyor mu bunları..?

İnsanların bu yobaz ve bağnaz tutumuna karşı bizi korumaya çalışan, inanç özgürlüğünü sağlamaya çalışan "laiklik" elimizden alınmaya çalışılıyor. Oysaki laiklik bize kendi meselelerimizin çözümünü seçme şansı veriyor. Devletin kanunlarının gözünde eşit olabilmemizi sağlıyor.

Devletin önünde yasalarla, laiklikle vs. eşit olduk diyelim.. Peki ya halk, mahalle, toplum? Bunların gözünde de eşit miyiz? Hiç sanmıyorum. İnsanlar zamanında büyük baskılara maruz kalmışlar ve artık dikte ettirilen şeyleri o kadar bizimsemişler ki kendinden olmayanlardan üstün görüyorlar kendilerini. Sanki ortak bir doğru varmış gibi...

nasıl ateist oldum?

Efenim öncelikle blogumda ilk olarak ne yazayım diye düşünmek beni biraz heyecanlandırdı ve sevindirdi. Ben de blogumun ilk yazısında dini inanç kaybımı anlatmaya karar verdim

Evet efenim, tutucu bir aileye sahibim ve anneciğim eski bir hocadır. O yüzden din konusunda çok iyi yetiştirildim. Dini vaazlara ve sohbetlere katıldım. Birçok hadisi ezbere bilirdim hatta uymayanlarla ilişkilerim zayıflardı. 10 yaşımdan beri 5 vakit namazımı kılar, orucumu tutar, camiye gider, Kuran okurdum.

Peki ya, bu benim isteğim miydi?
Yoksa ailemin bunu benim beynime kazımasıyla ortaya çıkan bir davranış biçimi mi?

Yakın zamana kadar kalın puntolu yazıya cevabım "evet" idi. Ama düşünmeye ve idrak etmeye başladığım bir gün, niye kılıyorum lan ben bu namazı dedim kendime. Din bana doyurucu cevaplar vermedi. Ardından oruç meselesi takıldı kafama, ulan 18 saat aç duruyosun; ne için? Fakirleri anlamak için! Ulan fakirler su içmiyor mu, suyu nasıl katıyorsun oruca? Bunun gibi İslam dinini ilgilendirecek bir çok soru daha...

Sonra baktım ki benim dinim tutarlı değil, yanlış bişeyler var ama ne? Tabi şakk diye ateist olunmuyor. Ne demiş üstad Darwin: "Dini inanç kaybı, ağır ve kırılgan bir süreçtir."

Bir gün sitenin birinde gezerken seks sitelerinden birinin reklamı gözüme takıldı. İki tane cıbıldak hatun resmini koymuşlar; altında da isimleri, yaşları, milliyetleri, dinleri yazıyor.
Adı: Olga
Yaşı: 19
Nerden: Ukrayna
Dini: Ortodoks Hristiyan

Dini: Ortodoks Hristiyan
Adamların dini ne kadar güzel, istedikleri gibi eğleniyorlar, ilişkiye giriyorlar; sonra da papaza anlatıp günah çıkartıyolar. Tanrı da adamı affediyor. Buraya kadar bir problem yok. Her şey harika gidiyor. Hatta ulan diyorum acaba Hristiyanlık nasıl bişey?

Sonra gittim internetteki misyonerlerden bi tane İncil sipariş edttim beleşe. Kapıya kadar getiriyolar kargoyla tek kuruş da para almıyolar. Neyse efenim, sonra ben bunu okumaya başlamadan önce yanındaki ona eklemlenmiş külliyatı bir gözden geçireyim dedim. Öyle güzel yazmışlar ki kitapları, o gün Hristiyan olursun. O derece yani.. Ama bu kitapların da tek eksiği herşeyi İncil güzeldir, iyidir. İsa Rabdir, süpersoniktir falan filan. Seni okumaya zorluyorlar adamlar İncil'i. Kitapları bitirdiğimde "galiba hristiyan olurum, hristiyanlık çok güzel, İsa mesih" falan demeye başladım arada. Ama iş kutsal kitaba gelince, İncil'i okumaya başlayınca bu düşüncelerimden teker teker sıyrıldım. Hatta öyle ki, İslam'dan daha saçma geldi bu yazılar. Bu arada İslam'a olan inancımı tamamen kaybetmiştim. Ama hala bir Tanrı vardı. Deisttim yani.

Orda burda deizm, ateizmden önceki duraktır diyorlardı. Ama ya bi siktirin gidin lan, yaratan bişey olmaz mı hiç deyip onları cevaplıyordum o zamanlar. Bunu diyenlere kafam girsin falan diyordum. Emindim Tanrı'nın varolduğuna... Kesinlikle bir agnostik veya ateist olmayacaktım. Neyse efenim 3-4 ay deist olarak yaşadım, hayatımı buna göre şekillendirdim. Ama dinler konusunda cevapladığım bu sorunlara müteakip Tanrı'nın varlığı problemi beynimin etini kemirmeye başladı. Bunun üzerine bilimsel makaleler okudum, evrimi araştırdım ve en önemlisi Vasko Tan'ın bu konu hakkındaki videolarını izledim. Ve yine çetrefilli ve uzun bir süreçten sonra görüşüm tekrar değişti.. Önce bilemeyiz aga, vardır-yoktur diyemeyiz olm diyordum. Sonradan varolmadığına dair bilimsel kanıtlar beni ateizme götürdü.

Darwin'in dediği gibi: "Dini inanç kaybı, ağır ve kırılgan bir süreçtir." Ve ben de bu süreci tam da kurallarına uygun olarak geçirdim. Artık tamamen inançsızım.

http://www.facebook.com/video/video.php?v=292720840488&ref=mf