her çocuk ateist doğar...!

09 Aralık 2010

Okurlarıma Mektup...

Uzun süredir blogda ve facebookta aktif değilim, ve yine uzun bir süre boyunca aktif olamayacağım. Ama yaklaşık 7 ay sonra kaldığım yerden devam emeyi planlıyorum. Malum YGS LYS...

ÖNEMLİ: Müslümanlara kulak asmayın; gece karanlığında ışık kaynağı etrafını aydınlatmaya başlayınca, bütün böcekler kaynağın etrafına toplaşıp uğultu yapar. Onların da yaptığı kuru gürültüden başka bir şey değildir.

müslümanlara: On değil bin kere söyledim, ben bıktım siz bıkmadınız! Burası tartışma platformu değil. Hiç kimsenin burada bana çemkirmeye de hakkı yok. Farzedin ki; ben burda kendi kendimi tatmin ediyorum. Gerçekten sıkıldım sizden.

Benden yazı bekleyen tüm okurlarımdan özür dileyerek beni affetmelerini istiyorum.
Hepinize dinsiz günler..

11 Temmuz 2010

Dinn Dann Donn: İlan! (Kandil Özel) -2-

Geçen yazımda kandil zamanında canımı sıkan şeylerden bahsetmiştim, şimdi ise biraz daha kişisele girmek istiyorum sevgili okur..
Müslüman anne-babanın tek çocuğuyum ve ciddi bir şekilde din eğitimi aldım. Buraları zaten biliyorsunuz sayıyorum ve "tipik yobaz müslüman hayatı" canlandırmanızı rica ediyorum; beni yapmaya çalıştıkları şey işte o.
O kandil günü küçük teyzem telefonla aradı, kılınacak namaz varmış; haber veriyor kılalım diye.. Hani şu "Süleymancı"ların takvim ve kitaplarındaki şeylerden.. Fazilet Neşriyat'ın takvimleri vardır hani; namaz vakitlerinin olduğu yerler mavidir.. Diyanet'in saatiyle uyuşmaz namaz vakitleri, tedbirli olunsun diye 3-5 dk sarkıtırlar namaz vaktini.. Dua kitabı da şunun aynısı:

Ananem de bize geldi bir haftadır kalıyor, başladı beni sıkıştırmaya "Hadi oğlum, bak kandil gecesi. Namaz var kılınacak, hadi evladım" falan derken ben sıvıştım oradan.. Hayır, bunlar bana 5 vakit namaz kılayım diye de ısrar ediyor; kılmıyorum(babamla olan mevzu apayrı).

Akşam ezanı okundu gittim çeşmeye; ıslattım elimi, yüzümü, kollarımı falan.. Aldım odamdaki seccadeyi serdim falan, neyse atlattık onu.. Amaaa hiç o kadarla sınırlı kalır mı?

Babam: Oğlum hadi kalk camiye gidiyoruz, kandil bu gece..
Ben: Ya baba, ben gelmesem olmaz mı? Hep gidiyoruz zaten, burda kılarım?
Babam: Ne demek gelmicem ben lan?! Yürüü!! Vaaz dinle azcık, burda bilgisayarda şeytan işleriyle uğraşıyorsun, imanını zayıflatır bu.

Sonuç olarak zorla camiye gittim gene.. Tabi tam anlamıyla bir "kafir" olarak; gusülsüz ve necistim. Ama onca müslümanın arasından üst kata çıktım ve en arkaya geçtim.. Kimse de farketmedi =) O değil de bu satırları yazarken; "münafık" olduğumu farkettim, tam kafir değilim evet, camiye gidip namaz kılıyorum.. Bu arada google'da münafık yazıp bi aratın görselleri, gerçekten ilginç kişiler var =)

Neyse efenim; eğilip, domalmaya başladık topluca.. Bir terlemeye başladım o sıcaktan sorma sevgili okur.. Onca herif içerde ve nefes alıp veriyor; üstelik kapı cam da açılmıyor "yaşlılar" hasta olmasın diye!! Siktirin gidin lan o zaman evinizde kılın namazınızı, ne hakkınız var beni veya ordaki diğer müslileri rahatsız etmeye?

Yok, ı. ı. problem bu değildi. Hah, ordan geldik eve; "Hadi bakalım Kuran okuycan şimdi." Ya dedim saat kaç oldu, gidin uyuyun; yok diyorlar illa okuycan.. İyi dedim amk, ben de bilgisayardan okurum, sesiyle de dinlerim; yanlışlarımı düzeltmeye adam lazım değil.. Girdim buldum www.mukabele.com 'dan 10 sayfa o kuran dinledim ya... Tamam aga, ateist olmadan önce çokça katıldım bu kuran ziyafetleri olaylarına; hatta bi kaç tane hafızla 2-3 saatlik videolarım var, adamlarla oturup konuştum da.. Ama onlar geride kaldı, yeter!

Şeytanınız bol olsun millet...
(Uzunca zamandır yazamadım bloga, ama bundan sonra eskisinden daha çok vakit geçirmeyi planlıyorum burada.. Tabi okundukça, okunduğumu bildikçe...)

18 Haziran 2010

Dinn Dann Donn: İlan! (Kandil Özel) -1-

"Mübarek Mirac Kandili'nin tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan temenni ederim..."

"Mirac Kandili'nizi kutlarım."
Eeehh sıktı ama artık; her kandilde, bayramda... Buna da kulak diyorlar bilmem anlatabiliyor muyum? 2-3 gün önce gene kandildi, gene aynı zırvalıklar.. Yetmiyor bi de "sevgili belediye başkanımız" gidip pankart yaptırıyor da; müslüman aleminin kandilini kutluyor...


Hadi ona bişey demiyoruz da, sabahtan akşama kadar 50 kere "Kandilinizi kutlar, hayırlara vesile olmasını diler. Pazarcılar derneği başkanı: Hasan Ahmet", "Beşiktaşlılar derneği başkanı: Ali Veli", cart curt... Lan madem kutlayacaksınız şu lanet şeyi; belediye denen yavşak kurum bi ayar çeksin şuna.. Mesela ne olabilir? Önce şöyle bi tane kutlama mesajı okunur, ondan sonra da kim "
para" verdiyse onların adı alfabetik sıraya göre teker teker okunur... Yapılamaz mı bu yani? Amaç ne o zaman? Zaten günde 5 kere kafasını siktiğiniz halkla biraz daha mı kaşımak istiyorsunuz kendinizi? Ya da o götü kalkık başkanlar, taşaklı adamlar mı istiyor kendileri için özel kutlama mesajı okunmasını?
Topuna cevabım: "Orospu çocuğusunuz!"
Peki Vodafone'a, Turkcell'e ne demeli? 2-3 ay oldu Turkcell'den Vodafone'a taşıyalı hattımı, bu sürede 2 kandil oldu.. İkisinde de kutlama mesajı gönderip, açıkça beni rahatsız ettiler. Hakeza Turkcell de öyle, bi umudum vardı artık böyle dini günlerde rahatsız olmam diye ama olmadı.. E zaten bir de müslüman arkadaşların attığı mesajlar var zaten; vırt, zırt... Sanki herkes kendileri gibi olmak zorundaymış gibi davranıyorlar, belki haksızlık ediyorum onlara da ama, bir noktadan sonra dayanılmaz oluyor ya; bi de sitem ediyorlar neden cevap vermiyorsun diye... Ne diyebilirim ki?

Aaa bak başta söyleyeceğim şeyi unutmuşum; e şimdi söyliyim bari.. Lan
sevgili müslüman taşaklı iş adamları, başkanlar.. Siz dininizi bilmiyor musunuz lan? Gösteriş, riya günahtır; haramdır... Sktrin gidin uyun o kurallara, sonra %99'u müslüman ülke oluyosunuz! Hassiktir ordan!

Camiye gidin, Kuran okuyun... Okuyun, öğrenin...
VE UYUN!

07 Haziran 2010

hüseyin kaya, filiz ve bir araba gerzek!

Bi dayı çıktı "artiz ne arar la bazarda" falan filan sonra "filiz sevişelimmi?" muhabbeti... En son fa-ke değilim diyen kız vs.



Tamam baba, videoların bilmemnelerin altında kendinizi parmaklayın. Ne bok yerseniz yeyin... Yetmiyo, apaçi apaçi diye ortalığı velveleye verenler bi de gidip milletin sayfasını skiyor. Görüyorum it herifleri; ya allahsız sayfalar, ya yahudi/rum/ermeni sayfaları ya da apaçi diye dalga geçtikleri insanların sayfalarına gidiyolar hep.

Apaçi dediğiniz insanların sizin kadar eğitim görmemiş, şehir görmemiş(gerçi siz görmüşsünüz de ne olmuş; hala öküz, hala öküz) olmalarından ötürü kültürleri, şekilleri veya düşünceleri farklı olabilir. Bu onların yaptıklarını tasdiklediğim anlamına gelmiyor tabii. Ama adamlar bilmiyor işte a.q... Gülücek ne var bunda anlamıyorum ki?

İsrail askerleri Türkleri öldürdü diye milli duygularınız tavan yaptı; bunu görmemek imkansız... E sktirin gidin o zaman israil'e topla tüfekle?.. N'olucak biliyosunuz ama şeyinizin tepesine baka baka geri dönersiniz(onu da allah bilir). O zaman tek çare israillilerin sayfalarını basmak, flood içerik yollamak mı? Adamların umrunda değil ki lan! Herifler bomba yapıyor, adamları öldürüyor sen burda gelmişsin "FUCK ISRAEL, TURKEY KILL YOU! FREEDOM FOR PALESTINE" yazısıyla doldurmuşsun herifin anasayfasını. Ne oldu? Sonuç ne? Kendini parmaklıyosun anca ahmak!

Gelelim yazıyı yazış amacıma: allahsız sayfaları basılması.. Bu yazıyı yazmadan önce birisi yorum yapmış eski yazılardan birine aynen getireyim yorumu:

Nagihan dedi ki...

Merhabalar,
Ben İslam dinine ve Allah'a inanan bir insanım. Bu dahil, özellikle su perisi ve enişte içerikli yazılarınıza içten içe destek verdim.
Hatta arada düşündüm, en azından safınız belli. Ben Müslümanım diyorum, ne namaz kılıyorum, ne oruç tutuyorum, ne zekat, ne diğerleri.. Üzüldüm kendi adıma. Benden daha çok kendinizi bildiğiniz kesin, ancak sizin de hatalı olduğunuzu düşündüğüm bir konu var..

İnanmak ya da inanmamak tabi ki sizin seçiminiz.
Hiç kimsenin haddi değil buna karışmak ve malesef bizim ülkemiz bunu taşıyabilecek kadar özgür düşünceyi kabullenmedi henüz.

Ama yine hiçbir şey size inanan insanlara aciz yakıştırmasını yapmak, her hangi bir inancı kötülemek ya da insanların dine saygısı ile alay etmek hakkını vermez.
Bilmem farkında mısınız ama siz etrafınızdakilere saygı göstermiyorsunuz ki insanlar size saygı göstersin.
hacı ne bileyim bunu dedi mi kimse diyen adamın kendisi

İlk iki paragrafa diyecek sözüm yok, sağolsun. Nerede görmüş benim müslümanlara küfrettiğimi, inançlarından dolayı? Bloga şakkadanak dalmayın bürsstt, desturr... Bak sağ tarafta kurallar murallar var, oraya bir göz at da öyle gel yorum yazmaya. Ha bir takım kafirler çıkıp da küfrediyor olabilir, nagihanın dediklerini yapıyor olabilir. Onlar beni bağlamaz... Ki onların sırf profillerinde dini inanç kısmında ateist yazdığı için ne kadar küfür yediklerini tahayyül edemezsiniz. Kavgayı geçtim, düşmanına demeyeceğin şeyler söylüyorlar be! Keşke ana-avratla kalsa küfrün sınırı. Ölmüş babaannemden girip doğmamış çocuklarımdan çıkıyorlar, benim üzerimden tren geçiriyorlar vs.

Diyeceğim o ki; eğer bu adamlar bunları yapmaya devam ederse, ateistler de nagihanın dediklerini yapmaya devam eder bittabi haklı olarak..

Dur dur bi apaçi dalgası da vardı; her boku yiyorsunuz küfredilen sayfalarda. Madem kuran güzel ahlak, madem "müslüman: elinden ve dilinden kimsenin zarar görmediği kimse" o zaman bunu gösterin bize a.q! Sadece sayfamın ismi "Bir Ateistin Günlüğü" olduğu için edilmeyen hakaret kalmamış çok şükür! Ateistlere karşı bu kadar alerjisi olan bir toplumda nasıl yaşıyoruz bi allah biliyor bi de biz... Görmek isteyen varsa girsin sayfaya, hala duruyor orada apaçi yalamalarının atmıkları...

Apaçi sayfasının linkine bak gene! "facebook.com/apachexD" Apaçi değiller ama emo olmuşlar çoktan!

Onlar bilmediklerinden kendilerine göre bir şeyler yapmaya çalışıyor, ama bunlar kendilerini kitap yüklü merkepler olmaya çoktan hazırlamış!

Sonuna kadar apaçilerin yanındayım!

28 Mayıs 2010

"nasıl ateist oldum?" yazıma yorum (okurdan..)

"nasıl ateist oldum?" makalesi için buraya tıklanmasına...

Yazıyı facebooktaki sayfamda admin olduğum profile atmış kendisi. Bir feykle göndermiş.
Kendisine tekrar tekrar teşekkür ediyorum buradan...


Sanırım Türkiye'deki tüm atesitler (ateizme giderken) benzer yolu izliyorlar :)

İnanır mısınız ben ilkokulda tam 8 sene bir tarikatın (Fettullah Gülen tarikatı) okullarında okudum.


Babam deist, annem ise namazlarını aksatmayan bir sünnidir. Fakat annem ve babamın bana hiç bir etkisi olmadı. Babam inancının adını (deizm) bile bilmezken ben ona söyledim baba deizm deniyor senin düşüncelerine diye; annem ise kendi çevresinde köyden kente ilk göç eden kuşaktan olduğu için biraz cahil kalmış, dini konularda ebeveynlerinin dediklerine körü körüne inanan iyi niyetli biridir. Benim beynimi yıkamak yerine daha çok çamaşırlarımı yıkayıp bana sevgi göstermekle uğraşırdı.

Yani ailemin düşüncelerime bir müdahalesi olmadı, fakat okulda sürekli beynim yıkanmaya çalışılıyordu. Nasıl desem, okul olmayan günlerde öğretmenlerin bizi çağırıp tarikat liderlerinin vaazlarını dinletmesi, nutuk çekmeleri felan...
Çocuğum tabi, söyledikleri şeylere hiç düşünmeden katılıyor, katılmayan kafirlerin ise öldürülmesi gerektiğini savunuyordum bir terörist edasıyla (yaklaşık 9 yaşındayken).

Daha çocukluktayken oluşmuş aşırı muhafazakar davranışlarım hocalarımın hoşuna gitmiş olacak ki beni öğrenciler arasında kendi rütbe sistemlerine göre en yüksek yerlere getirmişlerdi (ilkokul 6-7. sınıflardayken - yaş 12-13).
Ergenliğe girmemle beraber kafamdaki 1,5 kiloluk et parçası çalışmaya başladı. Tabi ilk başlarda dini, felsefi konular yerine insan vücudunun anatomisi ile ilgilenmeye başladı yeni ergen beynim :). Fakat zaman geçtikçe hafta sonları gittiğim toplantılarda da yoluma çıkmaya başladı bu küçük et parçacığı. Okulda kendisini susturup transa geçiriyor (zorunda kalıyordum) evde ise serbest bırakıp koltuklara çıkıp zıplamasına, halıya işemesine felan izin veriyordum :D .

Biraz daha zaman geçtiğinde ise artık okuldaki beyin yıkama seanslarından bir şey anlamamaya başladım. Öğretmenim ve arkadaşlarım kendilerinden geçerken benim göz kapaklarım kapanıyor gibi oluyor ama tam kapanmıyordu. Fakat bu, yine geçici olarak şuurumu kaybettiğimden değil, hocamın anlattığı yarı anlamlı şeylerden sıkılıp uykumun gelmesinden kaynaklanıyordu. Lanet olasıca beynim hayata basitçe bakmamı engellemiş, boş vakitlerimde oyun oynamak yerine yaşam hakkında düşünmeyi tercih etmeme sebep olmuştu.

Kafa tasımı işgal eden bu mekanizmanın benimle çok sık konuşmaya başladığını farkettiğimde ben de sözlerine kulak vermeye başladım. İnandığım dindeki çelişkileri farkettim. Ve doğal olarak kormaya da başladım, acaba bende mi bir kafirim diye. Çünkü düşünmekten o kadar çok uzaklaştırılmıştım ki öğretmenlerim tarafından, bırakın Allah'ın varlığını, öğretmenlerimin anlattıkları bilgilerde bir çelişki, bir yanlış olduğunu düşündüğümde, gezegen büyüklüğündeki ekmek fırınlarında yanacağıma inandırılmıştım.

Din hakkında aklıma takılan soruları hocalarıma sormayı düşünürken, hocalarımın bu tür sorulara hoş bakmayacağını farkettim. Malesef yine o pis et parçasıyla ,beynimle, başbaşa kalmıştım. Boş vakitlerimde, gece uyumadan önce, saatlerce tartıştığım oldu kendisiyle. Dinledikçe ona ısındım, hoşlanmaya başladım. En sonunda söylediklerinin mantıklı, doğru olan şeyler olduğuna kanaat getirdim. Artık beynimi seviyor ondan korkmuyordum.

Beynime aşık olduktan sonra, bu masum aşkın karşılığı olarak küllerime kadar yanacak, sonra tekrar ete kemiğe bürünüp, tekrar yanacaktım. Aklımdaki tozlanmış, eski bilgilere göre böyleydi bu. Fakat neden böyle olsundu ki? Yıllardır Tanrının beni sevdiğine fakat benimki gibi suçsuz düşüncelere dalan, meraklı sevgililerine sonsuza kadar işkence ettiğine inandırılmıştım. Asıl kopma işte tam burada yaşanmıştı. İnandığım dinin peygamberi bana böyle bir tanrı sunmuş, ben o tanrıdan çok fena korkmuştum. Zaman geçtikçe, bir tanrının böyle olmamasına karar verdim.

Çocukluktan yeni yeni çıkarken çok müthiş bir teknik öğrenmiştim. Bu teknikle başka insanların da 'lanet olasıca, pis, kaka' beyinlerini okuyabiliyordum. Diğer insanlar empati diyorlardı buna. Şimdi deneyeceğim ise çok tehlikeli bir şeydi. Empatiyi Tanrı üstünde kullanıp gerçek bir tanrının nasıl olacağını anlamaya çalışacaktım. Uzun uğraşlarım sonucu inandığım eski tanrının bazı özelliklerine benzer özelliklere sahip bir tanrı keşfettim. Bu tanrı beni seviyordu ve sadist değildi. Sırf kendi verdiği bir organı (evet beynimi) kullandım diye beni yakmayacaktı. Gariptir, ben ona Allah diyordum ama aynı zamanda eski hocalarım da kendi tanrılarına Allah diyorlardı. Bugün hala kendilerine anlatmaya çalışıyorum, sizinki de benimki de öngörülerle oluşturulmuş tanrılar, fakat sizinkinin pek çok saçma, birbiriyle çelişen özellikleri var diye. Ve ben bunu dile getirdiğimde, 9 yaşındaki çocuklar tarafından "öldürülmesi gereken bir kafir" olarak etiketleniyordum.

Evet, an itibariyle deistim. Ara sıra agnostik olacak gibi oluyorum ama o noktada yine beynim beni engelliyor. Agnostikliğe yaklaştığımda bu yolun ateistliğe kadar varacağını farkediyorum. Yarı agnostik olduğumda işgüzar beynim "madem bilemiyorsun tanrının varlığını, olduğuna inan o zaman. Eğer yoksa birşey kaybetmezsin, eğer varsa ve inanmıyorsan işte o zaman ayva kasasını yedin" diyor.

Bu da benim hikayem. Arkadaşın biri "kimsenin umrunda değil ateistliğin" gibi birşey söylemiş. Fakat dini inancı konusunda şüpheye düşenler bilir sadece, bu şüphenin nasıl acı verici birşey olduğunu. Birbirimizle paylaşarak rahatlamaya çalışıyoruz işte.

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Son olarak, "lanet olasıca" beyninize iyi bakın, onunla sohbet etmeye devam edin :)



Eğer bu şekilde söylemek istedikleriniz, içinizi dökmek istediğiniz zamanlarda yazılar yazıyorsanız; Facebook profilinden ya da e-mail
yoluyla benimle iletişim kurabilirsiniz.
Şüphesiz ki; ben varım.

16 Mayıs 2010

Bütün Amerika Cehennemlik, But Jesus Love You ♥

Başlıkta "Ama Tanrı Sizi Seviyor"u kullanıcaktım ama orijinalitesi bozulsun istemedim. Hristiyalarla müslümanları karşılaştırmayacam. {Peşin Edit hesabı;)}

Geçen akşam -daha doğrusu geceydi, 12den sonra falan- midemde bir guruldama hissettim sevgili okur. "Du bi gideyim ne var zıkkımlanmaya?" düşünceleriyle gittim mutfağa. Bi kutu meyve suyu buldum, biraz da pide vardı. Ayaktayım, başladım onları yemeğe..


Annem de geldi yanıma oturdu, o da otlanıyo benim nevaleden. Konuşuyoruz falan, o sırada peder bey damladı içere. Bişeyler sordu anneme, sonra da beni süzmeye başladı. 5-6 sn baktıktan sonra şöyle bi diyalog geçti:
Peder: Ne ayakta yiyon lan? Otursana! Bilmiyon mu ayakta durmanın günah olduğunu!?
Ben: Eee, namaz kılarken de ayakta duruyoz; o da günah o zaman..
(Yaşanılan bi 10 sn'lik dumurun ardından)
Peder: Yav işte tamam günah değil ama kötü öyle ayakta yemek.
Valide: Yavrum, bak peygamber efendimizin sünneti bu. Oturup da yemek yemek.
Ben: Ya siz hep hadislere, sünnetlere bağlı mı iş yapıyosunuz? Oturmak istemiyorum! Sünnete uymayacam.
Peder: Ulan ben şimdi senin!
Valide: Tamam hayatım, şimdi böyle istiyormuş çocuk. Bırak ayakta yesin...
Sonuç: Ayakta yerim yediğimi, pederin de gıkı çıkmaz.

Olaya bilimsel açıdan bakmak istedim; ama "ayakta yemek yemenin zararları"nı arayınca nedense bir tek islami siteler çıkıyor ya da islamı övmek, yüceltmek adına yazılan yazılar... Bilim konusunda herhangi bir dini siteye güvenemem, forumların ne bok olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir sakıncası var mı bunun, bilen varsa konuşsun. Gerçekten bilmiyorum.

Neyse efenim, tekrar konumuza dönersek; Amerikan halkı ve bütün fast-food'çular cehennemlik baksanıza :) .. Hani günahtı ya ayakta yemek ondan şeyediyorum.. Aaa bi saniye bi saniye! E onlar zaten KAFİR tamam bakmaya gerek yok günahına şeyine..

Güneş kremlerimizi almayı unutmayalım sevgili kafir kardeşlerim ♥

12 Mayıs 2010

Mayday! Mayday! Hayyalel Salah, Hayyalel Felah..

Ahhhahah :D yok böyle bişey arkadaş. Götümle gülerim ben buna anca..

Eniştemle konuşuyorum bugün, bana mucizelerden bahsediyor. Söylediği şey de günümüzden çok uzakta değil ha, Neil Armstrong'dan bahsediyor.


Efenim, bu astronot abimiz; uzayda ezan sesini işitmiş sözde. Sonra da Dünya'ya gelince aynı sesi yine duymuş ve: "Ulan bu ses, benim uzayda duyduğum şey değil miydi?" demiş ve müslüman olmuş.

Hassiktir diyorum, hassiktir!

1-Lan o herif müslüman olsa, bizim niye haberimiz olmasın? Sen nerden biliyosun amuğagoyim? FBI mısın, CIA misin, MOSSAD mısın? Ne boksan haber ver ona göre davranalım sevgili eniştecim.

2-Dünya'dan o kadar uzak bi yere ses gider mi? Mantıklı mı bu? Ha şimdi kimisi çıkıcak: "Uzayda seslerimiz kaybolmuyo, hep dalgalanıyo orda burda..." diyecek. Baba sen günde 5 kere aynı şeyleri tekrarlarsan milyonlarca yerden; senin de sesin duyulur.

3-Hem nerden belli daha önceden bu sesi duymadığı? Sen duymuyon mu sevgili eniştecim, kuran ayetlerini, ilahileri arada? Sanki birisi hemen kulağının dibinde okuyomuş gibi?

4-Peki canım, ciğerim bitane eniştem benim.. Seni ve buna inanan bi araba insanı bağlı tutmak için uydurulmuş olmasın bu? Ama doğru ya, o allah herşeye kadirdir...

Yahu körü körüne inanıyor insanlar buna! Hiç mantıklı mı değil mi düşünmüyorlar. Kendi düşüncelerini destekleyen her şeyden o kadar eminler ki!

Oysa biz her denilen, söylenilen şeye mantıkla yaklaşıyoruz. Sonra da bize "Çok dar görüşlüsünüz." diyorlar. Bakın, bi kaç soruyla bu sakat söylentiyi çökertebildik. İşte bu kadar basit...

Çok değil, biraz düşünün...

08 Mayıs 2010

Ve Tanrı; şapşalları yarattı!

Ne kadar çok dimi etrafta tutucu insanlar? Hakkımda kısmında belirttiğim gibi, bunlardan çok var etrafımda...

Anneannemdeydim bundan iki ya da üç gün önce, yine dini muhabbetler.. yine.... Bi de komşu var, muhabbeti yapan o. Laf lafı açıyor anacım. Geçenlerde bizim komşunun tanıdıklarından birinin çocuğu bi cilt hastalığına yakalanmış. Sanırım lekelenme falandı.

Çocuğu doktora da götürmemişler; GEREK YOK!! Onlar hastalığın teşhisini kendileri yapmış, kendileri açıklamış zaten nedenini. Çocukceğiz, bu olaydan önce çamurla falan oynamış. Su, toprak ve istemediğin kadar eğlence... Zamanında ben de çok oynardım, zevklidir meret :)



Neymiş efenim, çocuk oyun oynarken çok fazla suyla görmüş işini. O sırada da su perileri rahatsız olmuş; çocuğu çarpmışlar!!!

"Gördüğüm en son peri 'Sihirli Annem'deydi galiba." dedim bizimkilere, biraz maytap geçermiş gibi. Sonra "Töbe et cık cık cık!! Dalga geçme, üç harfliler onlar!" dediler. Cin de demiyolar, gelip onları çarpmasın diye..

O yavşaklara(cin) bir çift sözüm var: "Gidin kendinizi becerin, orospu çocukları!" Bana da gelsinler a.q ama rus da getirsinler.. Eğlenelim, biralar benden...

Sonra başladı bizimkiler yok su perisi, yok ateş perisi... Neymiş efenim geceleri ağaç altında gezilmezmiş, soğan kabuklarına basılmazmış... Cart curt! Ulan vampirlere inanıyosunuz desem sktr lan derler. Nedir bu soğan sevgisi? (Gerçi vampirler sarımsağa tepki veriyodu, neyse Edward'la Bella'nın da a.q)

Ya o değil de, bi zamanlar ben de inanıyodum bu kutsal saçmalıklara. Şimdi eskiye bakınca götümle gülesim geliyor.

:)

06 Mayıs 2010

Ey jafjallajökull sen nelere kadirsin!!

Haıyr, hayır, hayır... Rasgele basmadım tuşlara; İzlanda'da patlayan yanardağın adı bu. (bkz: eyjafjallajökull)

Dün teyzeme gittim, ordakiler de aynı evdekiler gibi sıkı müslümanlar. Büyük teyzem, geçen gün MPL TV'de bir "alim" dinlemiş. Gelip bize de anlatıyor...

Hadislerden birinde, -sahih mi değil mi o da meçhul- "Bir nar gelecek ki, bütün Dünya'yı alt üst edecek" gibi bir şey varmış. Bunu söylüyor alim hazretleri. Yorum da çok güzel; neymiş efendim, burada bahsedilen nar volkanik patlamadaki ateşmiş. Hem alt üst etmesi de uçakların durmasından ileri gelmekteymiş. Dünya karışmış, çünkü kül bulutu etrafı tehdit ediyormuş da bilmem ne...

Lan, gerizekalı herif; Kuran'da, hadislerde nar sözcüğü "cehennem ateşi" anlamında kullanılır. Sen nasıl çıkıp da bunu götünden uyduruyorsun ha? Dini kendi kafana göre yorumla, kendine yandaş çek.. Oh be, ne güzel valla...

Hem o denilen laf, eğer bir hadisse; 1400 yıllık tarihi var demektir. Bu dönem içerisinde hiç mi volkanik faaliyet olmuyor? Hiç mi dünya felç olmuyor? Tabi, benzer bir şey gördün mü hemen yama oraya hadisi..
Gerçi hadis mi değil mi o da belli değil.

Kamuoyunu kendilerine benzetmek için onu kandırmak, nasıl bir adiliktir? Ha bi de bu adamlara "alim", "bilgin" diyorlar.


Ah benim teyzecim, koyun gibi sömürüyor adamlar sizi. Sonra ben sizi uyarmaya çalışınca bana da karşı çıkıyorsunuz.

Ah tabi nasıl da unuttum, dualarla kurtardı ya vatanı mola cenabet!

01 Mayıs 2010

Ortak Kültür Mü? Taa aq!

Yok aga, bitmiyor bu minibüs muhabbetleri; bana daha çok malzeme çıkar bunlardan..

(3 hafta önce bugün)
"Lan, olm! 3-4 hafta sonra dersane tatil. Gidelim pikniğe..."

Aha harbi lan 1 Mayıs'mış ♥
Bu vesileyle; arkadaşlarla buluşalım, piknik yapalım, içelim, dağıtalım, güzelleşelim gibi planlar yaptık, 3 hafta önceden. Neyse efenim; aldık içkilerimizi, mangalımızı, etimizi.. Sote bir yer de bulduk şöyle hafifmeşrep manzaralı.. Efenim yaptık biz cızbızımızı, tellendirdik biralarımızı, kafalar oldu bi milyon. Hatta ben bi ara "Yaşasın 1 mayıs" diye naralar falan atmaya başladım. Anlayacağınız 1 Mayıs'ı en güzel şekliyle kutladık..


Efenim, geldim otogara. Arabaya binicem -ama işte diyorum ya kafam iyi-. Girdim içeri, şoförün arkasını gözüme kestirdim. O kısacık mesafede ilerlerken şoför bana "selamın aleyküm" dedi. Bi anda hı, ne, noluyo lan gibisinden beyin duraksaması yaşadım. Sonra duymamazlıktan geldim, oturdum yerime.

Zaten o pezeveng zkecekmiş gibi bakıyor normalde. Kaba saba, maganda herifin biri(niyeyse "dini bütün insan" tarifine çok benziyor). Adam bana bi döndü, aklım uçtu. Aha dedim kıtır kıtır doğraycak bu beni. Bu sefer sesini yükseltti gene "selamın aleyküm" dedi. Herif zkecek, duymama gibi bi ihtimal de kalmadı. Anında "a aleyküm selam" dedim.

Düşünsenize, ikinciye verdiği selamı almadığımı? Arabadan atardı heralde, bi de adım çıkardı "ateist lan bu" diye. Sonra kimse arabalara almazdı.
Peki ya, "abi, ben ateistim" desem? Aha, direk suç zaten. Arabadan atıldığımla kalmaz, bir güzel de dayak yerdim. Zaten etraftaki lavuklar da, biri sataşsın da indirelim diye bekliyor. Her an teyakkuzdalar.

Yaa işte böyle efendiler! Kimisi gelip de niye etrafımdakilere bu durumu açıklamadığımdan beni suçluyor. Böyle bir durumda nasıl da gidip gerçek kimliğimi açıklarım? Ufacık bir şeyden bile hır gür çıkartmaya müsait bir dinin mensupları benim ağzıma sıçmaz mı?

maşallah, allah korusun, inşallah, s.a-a.s vb.

Malesef ki; toplumun günlük yaşamında kullandığı kelimeler,
Malesef ki; dinin kültüre etkisinin en iyi örnekleri,
Malesef ki; bu coğrafyada yaşayanların ortak kültürü olan sözcükler, (ki bazen benim bile ağzımdan kaçıyor)

O zaman ben bu ortak kültürün taa a.q!

Yar yine bana haram geceler...


27 Nisan 2010

Sokmayın lan birbirinin içine

Ah efenim, ahh dertliyim; derdim dağlardan büyük...
(çok mu abarttım lan, tamam çok da büyük değil; ama önemli)

Bu hafta ne haftası sevgili okurlarım? "Kardeşlik Haftası" diceksiniz şimdi. Ne alaka diyen burdan gitti. Lakin kardeşlik mardeşlik takan yok dimi? Biliyor muydun acaba sevgili okur.. "Yaşasın kardeşlik, yaşasın sevgi, barış" diye kampanyalar görmediniz büyük ihtimalle.



Ama sadece kardeşlik değil bu hafta olay, aynı zamanda "kutlu doğum haftası"nı da kutluyoruz. Görmüşsünüzdür orda, burda, camilerde "peygamber efendimizin doğum haftası" bilmem ne falan. Hele etrafta "kuran tilaveti" yapıyor olanlar varsa. Tabi çok önemli dimi 1400 yıl önce ölüp giden birinin doğum gününü kutlamak?!? Gayet mantıklı... Ne yararı varsa artık, allahın izniyle kutlamaya çalışıyorlar.

Sadece bir insan olarak değerlendirirsek
; benim, Muhammed'in, Atatürk'ün, İsa'nın, Marx'ın ya da Einstein'ın doğum gününü kutlamak, kardeşliği desteklemekten çok mu önemli? Dünya'da kardeş kardeşin ağzına sıçıyorken, o pek sevgili tanrı kılını kıpırdatmıyor ve sen de ona uyup; bunu görmezden geliyosun. Kardeşliğe önem verip, aramızdaki bağları güçlendirmek ve din ayrımı gözetmeksizin birbirimize kenetlenmek dururken, sen kalkıp partizanlık yapıyorsun. Dinle birlikte ayrımcılık yapıyorsun.

Ha peki, bir şekilde bunları yapıyorsunuz; kimse sesini çıkartmıyor. Ulan 10 Kasım'da üzerinde yürüdüğün toprak parçasının Türkiye Cumhuriyeti Devleti olabilmesi için adeta kıçını yırtan adama, Mustafa Kemal Atatürk'e 1 dk -çok da değil lan, hafta mafta değil.. sadece bir dakikacık- saygı duruşunda durmayı puta eğilmek olarak nitelendiriyosun? Sen gidip Arabistan'a, kabede deli gibi dönerken ordaki taş parçalarına saçma saçma anlamlar yüklüyosun, sen o zaman putperest olmuyon mu? Ya bi siktirin gidin be..

Hadi tamam, artık benimsemişsiniz bunları.. Atatürk'e hakaret etmeyi olsun, provakatif eylemlerde bulunmayı olsun... Bari Türk'lükle karıştırmayın şunu be! Lanet olası inançlarınızı bütün Türk toplumuna yaftalamayın.
Ya arkadaş, bugün bindim minibüse.. Ama araba gitmiyor bir türlü, deli gibi insan ve araba kaynıyo etraf. N'oluyor lan dedim kendi kendime sonra ilerden sesler gelmeye başladı.

Daat dat dat daaaat dat dat datdada dat dat dat dat da dararara
...

Bir de baktım mehter takımı anlı şanlı geliyor. Elinde Türk sancakları, Osmanlı sancakları; hoş bir görüntü var. Ahh, söylemeyi unuttum; Mehteran'dan önce bir pankart geçti, "Kutlu Doğum Haftası Etkinliklerine Hepiniz Davetlisiniz" diye. Çıldırıcam arkadaş! Git dinini yaşa, kutlayacaksan kutla adam gibi bayramını mı doğum haftanı mı ne menemse artık. Tamam etkinlik de yap; git mevlüt okut, kuran okut, şeker-yazma falan dağıt.. Ulan Mehter Takımı'nı niye sokuyosun bunların içine? Ne alakası var mehter takımının bunlarla?

Ha şimdi çok bilmiş ülkücüler ya da müslümanlar diyecekler; bu vatan dinle imanla mehterle alındı diye. Ulan dinle alındıysa eğer bu vatan, Çanakkale'de imanıyla kazandıysa asker; Balkan Harbi'ndeki asker kafir miydi? Ebesi sikildi Balkanlar'daki Türklerin!! Haa, neymiş demek ki imanla olmuyomuş!!

O sürekli ardına saklandığınız Osmanlı'daki gibi hoşgörülü müsünüz siz? Bugün "Ben Ateistim!!" diye bağırsam parçalarımı Sarıyer'den toplarsınız. Osmanlı'yı, Mehter'i kendi emellerinize alet etmeyin!

25 Nisan 2010

"Özgür bir ülkede yaşıyoruz!!" mı acaba?

Blogu kurma amaçlarımdan biri de çevresi tarafından ateist olduğu bilinmeyen birinin karşılaştığı sıkıntılar, zorluklar ve önyargılar vb. insanlara haykırmak.

Efenim, bundan bir hafta önce etüt için dershaneye gittim. İlk ders coğrafyaydı, hoca geldi test mest verdi çözüyoruz işte. Ben de çok rahatıma düşkünümdür. Bacaklarımı dayadım sıraya, bi yandan da iPod'ta müziğimi açtım. Gayet zevkli bir şekilde testimi çözmeye başladım. Hocalarımız da sağolsunlar, izin veriyolar rahat rahat oturmamıza.


Allahu ekber, allaaaahu ekber .... Öyle kendimi yaymış sereserpe otururken sıramda, zevkli zevkli çözerken testimi dışardan ezan sesleri gelmeye başladı. Arkadan bi ses: "Şşş toplayın kendinizi, ezan okuyo! İndirin bacaklarınızı!!" Meğersem rahat oturan tek kişi ben değilmişim. Bi de şey diyor: "Hiç sevmem ezana saygısızlık edenleri, öyle oturmak dine küfürdür. bla bla bla..."

Lan, ulan!?! Lan kim küfrediyo senin dinine? Ben istediğim gibi otururum arkadaşım, dışarda kilise çanı çalsaydı sen aynı duyarlılığı gösterecek miydin? Beyler, lütfen bakın yüce İsa adına diye başlayacak mıydın lafa? Hadi ordan, onun yerine kapatıp pencereyi sohbet etmeye başlardın.. Sen niye küfrediyosun o zaman Hristiyanlığa? N'apalım, eli mahkum indirdim bacağımı.

Özgür bir ülkede yaşıyoruz, dimi dostlar?
•O yüzden insanların, ezan okunduğunda bacağımızı indirmediğimiz için bizden hesap sorabilme hakkı var.
•O yüzden insanların, ezan okunurken hiç kimseye sormadan televizyonları kapama hakkı var.
•O yüzden dinci tv kanalları ve gazetelerin; İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerin namaz vakitlerini verebilme ve insanları namaz kılmaya zorlama hakkı var.

Üniversitelerde başörtüsü konusu vesaire hepsi, dinin gereklerini yerine getirmeyen insanlara bir baskı uygulamak için çıkartılıyor ortaya. Bugün yüzlerce imam-hatip lisesi var. Aileler dini eğitim de alsın diye çocuklarını buraya gönderiyor, bir çok baba kızının üniversiteye giderken başını kapamasını istiyor. Peki acaba üzerinde kendisine sorulmadan karar verilen liseli ergen ya da üniversiteli kız istiyor mu bunları..?

İnsanların bu yobaz ve bağnaz tutumuna karşı bizi korumaya çalışan, inanç özgürlüğünü sağlamaya çalışan "laiklik" elimizden alınmaya çalışılıyor. Oysaki laiklik bize kendi meselelerimizin çözümünü seçme şansı veriyor. Devletin kanunlarının gözünde eşit olabilmemizi sağlıyor.

Devletin önünde yasalarla, laiklikle vs. eşit olduk diyelim.. Peki ya halk, mahalle, toplum? Bunların gözünde de eşit miyiz? Hiç sanmıyorum. İnsanlar zamanında büyük baskılara maruz kalmışlar ve artık dikte ettirilen şeyleri o kadar bizimsemişler ki kendinden olmayanlardan üstün görüyorlar kendilerini. Sanki ortak bir doğru varmış gibi...

nasıl ateist oldum?

Efenim öncelikle blogumda ilk olarak ne yazayım diye düşünmek beni biraz heyecanlandırdı ve sevindirdi. Ben de blogumun ilk yazısında dini inanç kaybımı anlatmaya karar verdim

Evet efenim, tutucu bir aileye sahibim ve anneciğim eski bir hocadır. O yüzden din konusunda çok iyi yetiştirildim. Dini vaazlara ve sohbetlere katıldım. Birçok hadisi ezbere bilirdim hatta uymayanlarla ilişkilerim zayıflardı. 10 yaşımdan beri 5 vakit namazımı kılar, orucumu tutar, camiye gider, Kuran okurdum.

Peki ya, bu benim isteğim miydi?
Yoksa ailemin bunu benim beynime kazımasıyla ortaya çıkan bir davranış biçimi mi?

Yakın zamana kadar kalın puntolu yazıya cevabım "evet" idi. Ama düşünmeye ve idrak etmeye başladığım bir gün, niye kılıyorum lan ben bu namazı dedim kendime. Din bana doyurucu cevaplar vermedi. Ardından oruç meselesi takıldı kafama, ulan 18 saat aç duruyosun; ne için? Fakirleri anlamak için! Ulan fakirler su içmiyor mu, suyu nasıl katıyorsun oruca? Bunun gibi İslam dinini ilgilendirecek bir çok soru daha...

Sonra baktım ki benim dinim tutarlı değil, yanlış bişeyler var ama ne? Tabi şakk diye ateist olunmuyor. Ne demiş üstad Darwin: "Dini inanç kaybı, ağır ve kırılgan bir süreçtir."

Bir gün sitenin birinde gezerken seks sitelerinden birinin reklamı gözüme takıldı. İki tane cıbıldak hatun resmini koymuşlar; altında da isimleri, yaşları, milliyetleri, dinleri yazıyor.
Adı: Olga
Yaşı: 19
Nerden: Ukrayna
Dini: Ortodoks Hristiyan

Dini: Ortodoks Hristiyan
Adamların dini ne kadar güzel, istedikleri gibi eğleniyorlar, ilişkiye giriyorlar; sonra da papaza anlatıp günah çıkartıyolar. Tanrı da adamı affediyor. Buraya kadar bir problem yok. Her şey harika gidiyor. Hatta ulan diyorum acaba Hristiyanlık nasıl bişey?

Sonra gittim internetteki misyonerlerden bi tane İncil sipariş edttim beleşe. Kapıya kadar getiriyolar kargoyla tek kuruş da para almıyolar. Neyse efenim, sonra ben bunu okumaya başlamadan önce yanındaki ona eklemlenmiş külliyatı bir gözden geçireyim dedim. Öyle güzel yazmışlar ki kitapları, o gün Hristiyan olursun. O derece yani.. Ama bu kitapların da tek eksiği herşeyi İncil güzeldir, iyidir. İsa Rabdir, süpersoniktir falan filan. Seni okumaya zorluyorlar adamlar İncil'i. Kitapları bitirdiğimde "galiba hristiyan olurum, hristiyanlık çok güzel, İsa mesih" falan demeye başladım arada. Ama iş kutsal kitaba gelince, İncil'i okumaya başlayınca bu düşüncelerimden teker teker sıyrıldım. Hatta öyle ki, İslam'dan daha saçma geldi bu yazılar. Bu arada İslam'a olan inancımı tamamen kaybetmiştim. Ama hala bir Tanrı vardı. Deisttim yani.

Orda burda deizm, ateizmden önceki duraktır diyorlardı. Ama ya bi siktirin gidin lan, yaratan bişey olmaz mı hiç deyip onları cevaplıyordum o zamanlar. Bunu diyenlere kafam girsin falan diyordum. Emindim Tanrı'nın varolduğuna... Kesinlikle bir agnostik veya ateist olmayacaktım. Neyse efenim 3-4 ay deist olarak yaşadım, hayatımı buna göre şekillendirdim. Ama dinler konusunda cevapladığım bu sorunlara müteakip Tanrı'nın varlığı problemi beynimin etini kemirmeye başladı. Bunun üzerine bilimsel makaleler okudum, evrimi araştırdım ve en önemlisi Vasko Tan'ın bu konu hakkındaki videolarını izledim. Ve yine çetrefilli ve uzun bir süreçten sonra görüşüm tekrar değişti.. Önce bilemeyiz aga, vardır-yoktur diyemeyiz olm diyordum. Sonradan varolmadığına dair bilimsel kanıtlar beni ateizme götürdü.

Darwin'in dediği gibi: "Dini inanç kaybı, ağır ve kırılgan bir süreçtir." Ve ben de bu süreci tam da kurallarına uygun olarak geçirdim. Artık tamamen inançsızım.

http://www.facebook.com/video/video.php?v=292720840488&ref=mf